“Ne güçlü olan tür ayakta kalır, ne de en zeki olan…Değişime en çok adapte olandır hayatta kalan.” Charles R. Darwin. Ne dersiniz ?

“Ne güçlü olan tür ayakta kalır, ne de en zeki olan…Değişime en çok adapte olandır hayatta kalan.” Charles R. Darwin. Ne dersiniz ?

Aralık 2019 tarihinden itibaren bütün dünyayı etkisi altına almaya başlayan Corona virüsü gerçeği ile yaşıyoruz. Peki sağlık açısından şahit olduğumuz acı senaryonun dışında hayatlarımıza en büyük etkisi ne oldu?
“Değişim”, iş hayatımızda, özel hayatımızda, eğitim alanında, sosyal alandan spor alanına kadar her alanda karşılaştığımız bu gerçeğin yansıması “değişim”.

Değişim hayatın değişmez kuralıdır, sürekli ve kaçınılmazdır. Fakat bugün yaşadığımız değişim süreci bizleri psikolojik olarak neden bu kadar zorluyor? Bu değişimi bütün insanlık çok hızlı yaşamak zorunda kaldı, üstelik hayatın her alanında değişim ile karşılaştı. Sosyal, kültürel, ekonomik, psikolojik alanlarda ve en zoru bu kadar değişimin içinde rutinlerinden de vazgeçmemesi gerekiyordu. İlk kez karşılaştığımız çok güçlü bir senaryonun bilinmezliği de “kaygı”’nın virüs gibi yayılmasına neden oldu.

Psikolojimizi dengede tutmak adına, gelecek ile ilgili tahmin ve olasılıklara odaklanmaktan ziyade belki de geçmiş bizlere ışık tutabilir.

“Ne güçlü olan tür ayakta kalır, ne de en zeki olan…Değişime en çok adapte olandır hayatta kalan.” Charles R. Darwin. Ne dersiniz?

Değişimin farkına varmak için en önemli unsur “kabul etmek”. Öncelikle şu an yaşamakta olduğumuz gerçeği kabul ederek, sonrasında gerçeğe uygun şekilde değişim stratejileri geliştirerek bu dönemi minimum hasar ile atlatabiliriz.

Adaptasyon konusunda hepimiz yetenekliyiz, istesek de istemesek de “adaptasyon becerisi” kodlarımızda var. İnsanoğlu değişime adapte olma becerisi ile dünyaya geldi. Bizler bazen olumsuz otomatik düşüncelere kapılarak gerçeği kabul etme sürecini ve doğal adaptasyon sürecimizin işleyişini durduruyoruz. Bizlerin, şirketlerin, eğitim sisteminin, sağlık sisteminin değişimi kucaklaması, hayatın değişim üzerine kurulu olduğu bilincinde davranması gerekir.

Birçoğumuz evlerinde oturmak zorunda, çocuklarımız eğitimlerini hiç alışık olmadıkları bir düzende almak zorunda, birçoğumuz evlerinden iş hayatını devam ettirmek zorunda ve birçok sektör çalışanı da onca tehlikeye karşın işe gitmek zorunda, herkes kendisine çok daha iyi bakmak zorunda, tedbirli olmak zorunda, başkasını düşünmek zorunda, ben değil biz olmak zorunda… Adaptasyon veya paradigmaları değiştirmek her zaman kolay olmasa da genetik kodlarımız bunu mümkün kılıyor.

Bütün bu gerçekleri kabul edip, doğuştan sahip olduğumuz “ değişime adapte olma” yeteneğimize güvenelim, var olalım, hayatta sevgiyle kalalım.

Psikolog Bella Esin