Hedonik Alışveriş vs Faydacı Alışveriş

Hedonik Alışveriş vs Faydacı Alışveriş

İnternet teknolojisinin gelişmesi ve yaygınlaşması ile yaşam tarzlarımız her geçen gün farklılaşmaktadır. 2020 yılının mart ayından bu yana pandemi ile gelen kısıtlamaların bu farklılaşmaları hızlandırdığı görülmektedir. Yaşanan en büyük değişikliklerden biri ise geleneksel alışverişin yerini çevrimiçi (online) alışverişlerin almasıdır.
Çevrimiçi alışverişleri iki kategoride inceleyebiliriz. Bunlardan biri hedonik alışveriş olarak tanımlanan eğlence amaçlı alışveriştir. İkincisi ise faydacı alışveriş olarak tanımlanan istek ve ihtiyaca yönelik yapılan alışverişlerdir. Hedonik alışveriş yapanları sadece ihtiyaçları için değil boş zamanlarını keyifli geçirmek, stresten kaçmak, oyalanmak ve haz almak için bu alışverişlere yönelenler olarak tanımlayabiliriz. Bu sebeple araştırmalara göre hedonik alışveriş yapanların alışveriş bağımlılığı geliştirme ihtimalleri daha yüksek görülmektedir. Faydacı alışveriş yapanlar ise belli bir hedef ve rasyonel ihtiyaçlarla alışverişlerini gerçekleştirmektedirler. Faydacı alışveriş yapanlar çevrimiçi alışverişi eğlenceli bir deneyimden ziyade görev odaklı, verimli, rasyonel ve bilinçli yaparlar. Bu sebeple faydacı alışveriş yapanlarda bağımlılığın oluşması daha güç görülmektedir.
Çevrimiçi alışverişe yönelmenin pek çok sebebi bulunmaktadır. Tüketicilerin çevrimiçi alışverişi tercih etmesi; aranan ürünü kolayca bulmayı, benzer ürünlerle karşılaştırmayı, en iyi fiyatı yakalamayı, çeşitli ürünleri görebilmeyi ve istenilen yerden alışveriş yapmayı sağlaması gibi nedenlerle ilişkilidir. Üstelik gelişen dünya koşullarında kişilerin iş yerlerinde daha çok vakit geçirmeleri, alışverişe ayrılan vaktin azaldığını göstermektedir. Çevrimiçi alışverişler tüketicilere esnek zaman imkanı sunmaktadır. Kişiler alışveriş için belli bir gün ayırmadan boş zamanlarında alışverişlerini gerçekleştirebilmektedirler. Alışveriş siteleri tüketicilerin popüler ürünleri ve önerileri görmesini, yorumları okumasını ve beğenmezse iade etmesi gibi pek çok imkanı sağlamaktadır. Cazip gelen bu imkanlar çevrimiçi alışverişe yönelenlerin sayısını her geçen gün arttırmaktadır.
Yapılan çevrimiçi alışverişler bir noktadan sonra alışverişi kontrol edememe dürtüsüyle çevrimiçi alışveriş bağımlılığına dönüşebilmektedir. Çevrimiçi alışveriş bağımlılığı ve dürtüsel olarak yapılan alışverişler, kişisel ve ailevi problemlere sebep olabilmekte, kişinin iyi oluş düzeyine zarar verebilmektedir. Alışveriş bağımlılıklarında, satın alma nedeninin ihtiyaca yönelik olduğunu söylemek oldukça zordur. İhtiyaçtan ziyade haz, mutluluk, rahatlama, eğlence gibi doğrudan faktörler ve stres, depresyon, can sıkıntısı, yalnızlık gibi dolaylı faktörler etkilidir. Öyle ki bazı durumlarda kişinin alışveriş ihtiyacı olmadığı hâlde alışveriş yaptığı ve bazı durumlarda da aldığı ürünleri kullanmadığı gözlenebilmektedir.
Çevrimiçi alışverişler tüketiciye rahatlama ve mutluluk duygularını sağlasa bile uzun vadede bu kişiler çevreleri ve aileleri ile sorunlar yaşayabilir ve yalan söylemek durumunda kalabilirler. Gerçek yaşamdaki alışverişlerde bu risk daha düşüktür. Çünkü gerçek yaşamdaki alışverişte birey ne kadar ürün aldığını, cüzdanında ne kadar para kaldığını, ne kadar süredir gezdiğini ve yorulup yorulmadığını fark edip alışverişi sonlandırabilmektedir. Ayrıca gerçek alışverişlerde, yalnız alışveriş yapmak çok tercih edilmediğinden partnerimizin, arkadaşlarımızın ya da aile üyelerimizin durdurucu etkileri olduğundan söz etmek mümkündür. Fakat çevrimiçi alışverişlerde bu durdurucu etkiler azdır, bu da bağımlılık oluşmasına etki edebilmektedir. Her çevrimiçi alışveriş tüketicisi, çevrimiçi alışveriş bağımlılığı geliştirme potansiyeline sahiptir. İhtiyaç kaynaklı başlayan alışverişler zaman içerisinde verdiği hazzın ödül merkezimizi uyarmasıyla kişinin bu hissi tekrar yaşamak istemesine sebep olabilmektedir. Kişi yalnız, sıkkın, depresif hissettiği bir anda kendini alışveriş sitelerinde gezerken bulabilmektedir. Satın alma davranışını mantıklı kılmak ve uzun vadede pişmanlık duygusunu minimize edebilmek için gerçekçi olmayan ihtiyaçlar üretebilmektedir. Üstelik bu pek gerçekçi olmayan ihtiyaçlara kendini inandırabilmektedir. Bu sebeple kişi ihtiyaçlarının gerçekçi olup olmadığının, çevrimiçi alışverişe ne kadar vakit ayırdığının ve ne kadar harcama yaptığının farkında olmalı ve farkındalığını arttırarak bunu kontrol altına almayı denemelidir. Farkındalık oluşturmakta zorlanan kişilerin uzman desteğinden faydalanmaları önerilmektedir.

Uzm. Kl. Psk. Özlem Keklik Sarıcı

Leave a Reply